29 April 2009

Yeni Fotoğraf

21 comments:

  1. Evinden saati gorebilmek icin aradaki binalari mi yikiyor yoksa yikintinin arasindan yukselmis saat kulesini civi cakar gibi yiginin arasina mi sokmak istiyor anlamadim. Ama kesin saat ile ilgili bir durum var ortada..

    ReplyDelete
  2. londra'dan da bir şehir plancısı geçermiş..

    ReplyDelete
  3. ...zamanı durduramazsın canımmmm..:)

    ReplyDelete
  4. savaşlar oldu bitti, yıkım geldi buralara ama şu enkazı bir temeizlesek herşey yeniden başlayabilir. hala devam edebilmek için umudumuz var..

    ReplyDelete
  5. Her yıkıntının ardından zamanla güzel birşeyler çıkıyor....

    ReplyDelete
  6. Dinamitle önce bir kabası alınmış, artık ince işe geçilmiş. Ama o adam bu yıkıntıda tek başına olmasa deprem olmuş ama Parlamento binası ne kadar sağlammış diye düşünürdüm.

    ReplyDelete
  7. Zaman!Emek ile var edilen ne varsa , tek bir düğmeye basılarak yok edildi.Yine yeniden kurduk ellerimiz ile, taa.. ki yine yeniden tek bir düğmeye basılarak yok edilene dek.Ve insanlık tarihide böyle yazıldı zaman içinde.Evvel zaman içinde.....

    ReplyDelete
  8. varoluş döngüsü içinde zamanın herşeyi yok etmesi..
    ya da zaman dururken geçmesi herşeyin..

    ReplyDelete
  9. This comment has been removed by a blog administrator.

    ReplyDelete
  10. Zaman Zaman

    Çocukken, bazen hiç geçmezdi zaman. Sözgelimi okuldayken iyice yavaşlardı sanki. Öğretmen dersi anlatırken pencerenin kenarına bir kuş konar, güneş ışıklı neşesini bizim sıkıntımıza inat sınıfa salardı. Öğrencilerin çarpan ayaklarının salladığı hafifçe eğimli sıradan kalemlerden biri tıkır tıkır yuvarlanarak yere düşerdi. Çevrilen defter sayfalarının sesi, koridorda koşan bir çocuğun lastik ayakkabılarının beton zemine sürtününce çıkardığı yankılı tiz ses ya da aralarında konuşan hademelerin kopuk sözcükleri kulağıma gelirdi. Kuş uçar gider, güneş kızararak uzaklaşırken öğretmen aniden sesini yükseltirdi. Benimle ilgisi olmadığını umarak kafamı çevirip yüzüne bakardım (ama gözlerinin içine değil). O gözlerini kısarak “çalışın”, derdi, “yoksa yıl sonunda görüşeceğiz” (ya da öyle bir şey). İki başka kuş gelir pencereye, birbirlerine bakmadan ötüşürlerdi. Birbirleriyle konuşmuyorlarsa benimle mi konuşuyorlardı? Uzaktan sesi gelen arabaya binip evime gitmek isterdim.

    Tatiller hiç gelmez, annemle babamın beni götürmeye söz verdikleri o yere gitme vakti hiç gelmez, istemeden gittiğim o misafirliklerde eve dönme vakti hiç gelmezdi.

    Çok eğlendiğimde de göz açıp kapayıncaya kadar geçerdi sanki zaman. En sevdiğim televizyon dizisi hemen bitiverirdi sözgelimi, ama TRT’deki akşam haberlerinin sonu bir türlü gelmezdi. Bu yüzden çocukken, zamanı büyüklerin kontrol ettiğini düşünürdüm. Saatleri bazen hemencecik geçiriyor bazen de sündüre sündüre uzatıyorlar gibi gelirdi.

    Artık hep çabucak geçip gidiyor zaman. O hızlandıkça biz de hızlanıyoruz, biz hızlandıkça o da hızlanıyor sanki. Şimdi kim kontrol ediyor zamanı?

    ReplyDelete
  11. Bir yerde şehir, bir yerde varoşlar. Şehire dahil edilmek için yıkılan değişen manzaralar.. Para kazanmak isteyenlerin kurduğu koca bir şehir oyunu..

    ReplyDelete
  12. Yıkılamayan tek şey zaman...

    ReplyDelete
  13. saat 13:25 (gmt0)

    uludok.

    ReplyDelete
  14. yikintilar arasinda hala yikilacak seyler bulabilmek...

    ReplyDelete
  15. hiçbir şey kalmadı geriye
    iş merkezleri, bankalar, okullar, spor salonları, evler, dershaneler, süpermarketler, güzellik salonları, alışveriş merkezleri, sinemalar, kahvehaneler,...
    yok ettim hepsini.
    zamanı özgür bıraktım bu yıkıntılardan keşmekeşinde.
    her ne kadar dimdik duruyor görünse de gururlu,vakur
    tüm anlamını yitirdi bu yerde bu hiçlik içinde. şimdi başka anlamlar içinde başka başka şehirlerde

    ReplyDelete
  16. V for Vandetta diyecektim ki yalniz degilmisim. Filmin ilham kaynagi Guy Fawkes in parlemento binasini icinde insanlar varken patlatmaya calismisti sanirim. Acaba yikim icin gercekten vahset ya da kiyim kacinilmaz mi diye dusunuyorum. Kuralsizligi devam ettirebilmek icin gene bir cesit duzen kurmak gerekli degil mi? Bu sorular benim insanlar alemi hakkindaki bilgi birikimimi coktan asti ben iyisi mi olasilik kurami calismaya devam edeyim. Science of Sleep'ten bir replikle bitireyim gitsin:

    Randomness is very difficult to achieve... Organization always merges back if you don't pay attention.

    ReplyDelete
  17. İşçi Bayramına az saat kalmışken, işverenimiz halihazırda yarını çalışma günü olarak devam ettirmeye karar vermişken içimdekileri anlatan bir fotograf konmuş..Bütün saatleri özellikle sabah uykudan uyandıran saatleri hatta çalar saatli cep telefonlarını, müzik setlerini dahil ben de böyle parçalamak istiyorum.

    ReplyDelete
  18. Cekoslovakya yenilgiyi erken gormus Ikinci Dunya Savasi'nda ve bu cehenneme verdigi olu nispeten az olmus. Prag sehrine dair romantik mitlerden biri der ki Praglilar sehirlerine zarar gelmesin diye teslim etmisler anahtarlarini Hitler'e. Elbette basbayagi yalan dolandir ve hatta direniscilere saygisizliktir ama yine de ic isitir sehre duyulan sevginin savas zamaninda bile muhim olabilecegi fikri. Her halukarda Prag ikinci buyuk savastan onceki goruntusunu en cok koruyabilen Avrupa baskenti olur, bugunku guzelligini buna borcludur. Sonra muttefikler galip olurlar, Prag'i isgal altindan kurtarirlar, ve Avrupa'yi yeni bastan insaya girisirler. Giden canlar muttefik saflarinda olsalar da geri gelmez. Bazen Prag sehri disinda bir kazanani olmamis bu savasin diye dusunurum.

    (Bu fotografin nerede ve ne zaman cekildigini bilmiyorum.)

    ReplyDelete
  19. vulnerant omnes ultima necat, yazarmis denilen o ki saat kulelerin ustunde eskiden, ki Turkce meali hepsi yaralar sonuncusu oldurur demek olan. Bu ifade de bicak gibi keser ama adami...

    ReplyDelete