30 April 2009

Hediye Hakkında

Hatırlarsan her ay bir arkadaşımıza görseli fazla olan bir kitap hediye edeceğimi söylemiştim. Gelecek hafta sonu oyunda bir ayı geride bırakmış olacağımız için, diyorum ki, yavaş yavaş hediyeyi alacak arkadaşımızı nasıl belirleyeceğimizi konuşalım.

Benim bir önerim var; ama önce ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum. Hediyemiz, düzenli olarak yazan arkadaşlarımıza ufak bir özendirme hediyesidir. Sadece bu. Yoksa hediyeyi alan arkadaşımız ayın yorumcusu filan seçilmemiştir, en iyi yorumları o yazmamıştır. Zaten herkes biliyor değil mi, yarışmıyoruz oyun oynuyoruz.

Gelelim benim önerime; diyorum ki bu ayın yorumları arasından ben, tamamen kişisel sebeplerle bir arkadaşımızı seçeyim, gelecek ayda bu arkadaşımız bir sonraki arkadaşımızı seçsin. Böylecek farklı farklı beğenilere göre hediyeler dağıtmış oluruz. Ne dersin?

Bir kaç kurala ihtiyacımız var. 1. Hediye alacak arkadaşımızın yayınlanan fotoğrafların en az yüzde yüzde seksenine yorum yazması gerekiyor. Yani ayda 26 fotoğraf yayınlıyorsa en az yirmisine yazmış olması gerekiyor.

2. Bir kere hediye kazanan arkadaşımız, herkes bir kere hediye alana dek tekrar hediye alamaz.
Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar. Aklına bir şey gelirse bu konuyla ilgili yaz bana olur mu?

Bugünkü fotoğrafımız Ara Güler'in. Yakın dönem siyaset tarihimizden. Hadi hazırsan başlayalım.




14 comments:

  1. sanırım 70'li yıllar...inanamadım! bu kadar mı ilkel bir tablo çiziyorduk?( şimdi nasıl? ) Türk siyasetinde tanıdığım ender kibar politakacı Karaoğlan Ecevit'in de korunması böyle mi mı idi! İtalyan mafyası görüntüsü..Onunla ilk karşılaşmam, çocuktum..Bakırköy' de misafirlikte iken arkadaşlarımla beraber Ecevit'în Bakırköy' de istasyona inen caddeden geçeceğini duymuştum, yola çıktım. O aynen böyle bir aracın üzerinde her zaman giydiği mavi, barış ifade eden gömleği, kara saçları gülümseyen yüzü ile ayakta halkı selamlıyordu, etrafında hiç bir koruma olmadan....

    ReplyDelete
  2. 70'li yıllarda Ecevit'e suikast girişimi yapılması rutinleşmiş olduğu için böyle trajikomik bir tablo var karşımızda. Gerçek değil sanal gibi, casting'i çok başarılı bir film gibi. Ara Güler çok iyi yakalamış, ama abiler de, özellikle en öndeki fotojenik hani! Gözünaydın Türkiyem, Ak Güvercin hepsinden sağ salim kurtulmuştur. 2007'de bir başka Güvercin ise koruma talebi olmadığı için bu duruma nail olamamıştır.

    ReplyDelete
  3. Dusunsene (sen dusunme Altan) bugunlerde cekilmis bir fotografta bu karedeki hangi objeyi koysak siritmaz?

    a. telsiz b. kravat c. tabanca

    Bu sorunun cevabi yeterince huzunlu gecmisimize tuz ekiyor biber serpiyor.

    ReplyDelete
  4. hiç değişmeyen şeyen hala sonucu kabadayılıkta aramamız..

    ReplyDelete
  5. Dunyada bir biz mi kabadayiyiz yani? Suikast girisimi varsa, adam bir sekilde korunacak iste.. sadece 70'lerde insanlar gercekten charles branson polis tiplemesinde demekki... al iste obama geldi istanbul'a; sadece silahlari gormedik diye, onlar medeni biz yabani miyiz? adamin tuvaletinin bile geldigi soylentileri dolasti. kim daha yabani, neye gore? yazik politikacilara, insanliklarini unutacak kadar insanlardan uzaklasirken, bu kadar korkuyla nasil insanlar icin calisabilirler ki???...

    ReplyDelete
  6. Ecevit'in yüzündeki tedirginlik etkiledi beni en çok. Çevresinde etten ve silahtan duvar örmüş korumalara rağmen ürkek ve korku dolu bakışları. Sanki kendisini korumak için ne yapılırsa yapılsın ölümün soluğunu ensesinde hissediyor. O âna özgü değil muhtemelen, bütün hayatı kaplayan bir düşünce sanırım.

    ReplyDelete
  7. ister sanatçı, ister politikacı, ister en güçlü ol..ölüm korkusu ve bu çaresizlik bizi birbirimize en çok bağlayan şey olurken aynı zamanda kendimizi kurtarmak adına kendimizi asla düşünemediğimiz hallerde bile bulabiliyoruz..

    ReplyDelete
  8. Bir politik fikir adami ya da bir ideolojinin bas sozcusu, karsit goruslerle gudulenmis, yabanilesmis ve de muhtemelen cok dusunmeyen kitleler karsisinda ne kadar savunmasiz olabiliyor.

    Bir de bence bu abiler kursun gecirmez.

    ReplyDelete
  9. Bu fotoğrafı Ara Güler nasıl çekmiş :) Fotoğrafçıların işi de kolay değil. Otobüsün üstündekiler tamam. Ara Güler nerde acaba.. Bazen bir belgesel seyrettiğimde, sunucu aslanların içinde ya da bir uçurumun eşiğinde çok tehlikeli bir durumdadır. Vaay derim. Ama orada aynı tehlikede olan kameramanı unuturum :) Ona da bir vaay..

    ReplyDelete
  10. Şimdi fotoğrafa tekrar baktım ve onların neden sadece otobüsün üzerinde olabileceklerini düşündüğüme bir güldüm :) Bir balkon da olabilir tabi.. :)

    ReplyDelete
  11. Ne çok şey anlattı bana...çocukluğumun Karaoğlan'ı gibi mesela.Aşağı mahalle solcu yukarı mahalle sağcı ve aradaki patika yolları keşfedip de eve gidip gelmeler.Zor zamanlar dı ;yağ,gaz kuyrukları..Zor yıllar dı.O günlerden hatırladığım en güzel şey , henüz bu denli yabancılaşmanın olmadığı,komşulukların bir dayanışma içinde yapıldığı günler.Tüketim kültürünün doyumsuzluğu da yoktu mesela.Belgesel fotoğrafın önemi burada işte;bellek görevi görmesi.İnsanoğlu tarihi kayıt altına almayı her şekli ile becerebilmiş yeterki hatırlansın unutulmasın diyerek.Ama sadece o anları kayıt altına alıp izlemek yetmez elbette fotoğrafa bakarken o yılları da iyi bilmek değerlendirebilmek gerek ki yerine oturabilsin herşey.Tam zamanında yayımlanan bir tarihsel kesit hele ki 1 Mayıs a 1 kala .

    ReplyDelete
  12. ara guler neden ara guler... bunu anlatan fotograflardan biri...
    yakın ya da uzak tarih (tarih ve tekerrur meselesi); biz neden biziz... bunu anlatan fotograflardan biri...

    ReplyDelete
  13. Ecevit'in cevval hallerini gördük. Televizyonlarda hayata dönüş operasyonunun 'teröristler' için ne iyi olduğunu anlatırkenki halini mesela. Bir hanıma haddinin bildirilmesini istediği halini mesela. Ya da gözleri yuvalarından çıka çıka bölücübaşı dediği halini mesela. Ecevit cevval hallerindeyken gözünde bu fotoğraftaki gibi tedirginlik yoktu. Sanıyorum cevval hallerindeyken bel bağladığı ideolojinin mermili mermisiz silahlarının kendisini bu iki dandik tabancadan daha iyi koruduğunun farkındaydı Ecevit.

    ReplyDelete
  14. Fotograf makinasina dogru yoneltilmis silah ya da aslinda silaha yoneltilmis bir fotograf makinasi. Ki argoda tabancaya verilen "makina" adi bir tip makina, makinaya karsi.
    Oysa suikast uyarisi yapilmis Ecevit'e tam o donemlerde, zamanin basbakani "hayatinizdan endise ediyorum" diyerek, endise verenleri derhal etmek girisimi yerine. Sol'un mu sagin mi belli degil ve de farketmez bana ama yine de bir ruzgari varmis zamanin Ecevit'inin yillar sonra bir okul projesi icin yaptigim ankette en sevilen lider olmasindan anladigim sekilde. Ha bir adamin onca nufuzu olup kullanamamasi ise benim icin efsanenin ruhuna el fatiha olmustur o da ayri...

    ReplyDelete