23 April 2009

Söylemiştim; Yazdıkça Açılıyorsun

Sen de farkettin değil mi gitgide uzuyor yorumlar. Yazdıkça güzelleşiyoruz, taa buralardan görüyorum ben.

Blogu yeni açanlar için tekrarlamak istiyorum: Eğer üzerine yorum yapılmasını istediğin görseller varsa yolla bana. Bakarsın kullanırız.

Hadi fazla bekletme hayranlarını, yaz bir kaç kelime...

13 comments:

  1. direk aklima lost ve malum sayilar geldi 4 8 15 16 23 42

    bir de sanki geri sayiyor, bina aslinda kocaman bir fuze ve zamani geldiginde gokyuzune dogru firlayacak. Nasa'nin cok yasamli fuzesi, gezegene apartman konduracak :))))

    ReplyDelete
  2. Yanyana gelen rakamların fazlalaşmasıyla binaların yüksekliklerinin artması arasında doğru orantı olduğuna eminim. Tıpkı yüksek binaların artmasıyla daha da küçülen insanların sayısının artması arasında olduğu gibi.

    ReplyDelete
  3. ..hapishanede fişlenmiş biri gibi...

    ReplyDelete
  4. hic bir vakit, zamani bu kadar katillestirmemistir nefes alislarimdan kucuk salise araliklarinda.....
    vakit 19:51:44
    yeni gunune 04:08:15 suren kaldi!!!.zaman cezaevine konmus yasamimin kimlik numarasi sabitlendi.katlettigimi bilmeden beni bir sucluluk haline tasiyan sanatci ozene bezene yarattigim sekilli maviler icindeki masumiyet sirincelemelerime aldiris etmeden simdiki zamanimdan baslayan karartilamasini butun anima dogru sizdirmakta.butun metaforlarimi bana yitirten ,aciyi bana gibi kelimesini kullandirmadan yasatan ve beni kelimesiz kilan gercek yaraticisi ancak oldurulerek farkli bir gercege donusturulebilir.duello ya davet ediyorum seni!!!!!!.butun hislerini kusan gel!!!!!beni zamansizligima tekrar ulastiracak zaman senin sancilar icerinde yaratigin fotograflarinin arkasina sana tarih attiracaktir.cok kizginim sana cok:)

    ReplyDelete
  5. '195144062150804, lütfen danışmaya geliniz'. Acaba bütün kimliklerimizden sıyrılıp sadece sıradaki bir sonraki sayı olacağımız o futuristik tahminler gerçek olacak mı? Ürkütücü...

    ReplyDelete
  6. - Hatırlar mısın çoook eski bir şarkı vardı. Hani bir adamdan bahsediyordu, uzayda kaybolan...

    - Yoooo, bu söylentinin doğru olduğuna inandığını söyleme bana!

    - İşte o adamdan bir mesaj geldi. “Ben mutluyum, umarım siz de mutlusunuzdur. Tek ihtiyacım olan sevgiydi ve sevildim. Gerisi sefil detaylar...”, diyor.

    - Bana kalırsa Binbaşı Tom bağımlının tekiydi senin gibi.

    - Hayatım boyunca kötü bir şey yapmadım ben. Aslında iyi bir şey de yapmadım... Belki de hüzünlenmek dışında hiçbir şey yapmadım...

    - Annem yapman gerekenleri yap derdi. Şu Binbaşı Tom saçmalığını da unut artık.

    ReplyDelete
  7. Yılbaşları yaklaşırken kentin en görünen yerlerinde saniye olarak geri sayım yapılır bazen. Bana onu anımsattı. Ama zamanı görmek beni germiştir ya da daraltmıştır zaman zaman. Hadi hadi der gibi. Yavaşlığın asaletini, hızlı ve niteliksiz rakamlara bırakır gibi. Özel anlar vardır, hani yavaaşça akar sanki.. Koluma saat takmayı sevmiyorum. Telefonumda var. Dijital değil de o yuvarlak göstergeli olanından görmeyi seviyorum. Kimine göre yılbaşına 2 gün vardır, kimine göre 48 saat, kimine göreyse 172800 sn. Zaman aynı zaman, neler yaşadığın ya da yaptığındır bence önemli olan..

    ReplyDelete
  8. Bazılarına inat, göstere göstere, Çagdaş Yaşamı Destekleme Derneği binasinin üzerine böyle

    'şu ana dek toplanan bağışlar'

    ın ne kadar olduğunu gösteren sayaç takmak istedim..ha ha ! Harika olurdu! :)

    ReplyDelete
  9. rakamlar bana zamanı çağrıştıyor, zaman kol saatimi, kol saati neden var ki? her an saate bakıyorum yarım saat olmuş 2 saat geçmiş sabah olmuş okula geç kalmışım buluşcaktık hani yine geç kaldım off erken geldim beklerken canım sıkılacak...
    her gün zaten aynı değil mi? bazıları farklı 365te en fazla 15i... relax baby take it easy diyorum kendime saatimi de çıkardım gitti...
    yarın takarım yine

    ReplyDelete
  10. Gördüğüm ilk andan itibaren bu sayılar nedir diye aldı beni bir merak. Sanki anlamak, öğrenmek, bilmek, ve diğer ‘haa’ dedirtecek aktiviteler görmekten daha değerliymiş gibi. Nitekim önceleri bu fırıldak gibi dönen sayıların ne olduğundan bihaber ama onları gördüğüme memnundum. Şimdiyse bu sayılar bana kuru kuru saati haber veriyor; bir de anlamak, öğrenmek, ve bilmenin ağırlığını yüklendikten sonra bir daha eskisi gibi güzel gözükmeyen şeyleri hatırlatıyor.

    ReplyDelete
  11. soguk ve itici
    rakamlardan ve istemediğimiz görüntülerden uzaklaşmak keşke bu kadar kolay olsaydı...

    ReplyDelete
  12. Kodlar..barkodlar...etiketler..dijital kimlikler..biri bizi gözetliyor!

    ReplyDelete
  13. rakamlar... tamam da yaptigimiz yuksek gogu delen binalar vs de aslinda gosterge dolu dunyamizda yine fallik gizil anlamli anlamsiz guc gostergeleri degil mi? Yani sirf rakamlar geldi diye mi isin surrealitesi. Ya peki ata yadigari minareler arasina eski kandil usulunu elektrikli ampulle kopya edip "Hosgeldin Ramazan" mahyasi gerince nicedir modernite ile iliskimiz ya da ucundan kiyisindan ilintimiz... Daha cok sorsam nihil'in bulutlari saracak basimi yine oysa sakinmaliyim bundan ve kayip giden zamanin pesinde tezsel dertlere vurmaliyim kendimi...

    ReplyDelete