29 November 2011

Yakın Türkiye Tarihinden!

Biraz sert bir geçiş oldu biliyorum. Elin hazır sıcakken yazmaya devam etmen daha kolay olacak diye düşündüm...

Fotoğraf:Ara Güler'in Beyaz Güvercinli Adam (Bir Dönemin Hikayesi) adlı kitabından alınmıştır.

Not: Beslenme Çantası'nda yayınlanabilecek bir görsele rastladığın zaman gönder bize...Bakarsın yayınlarız....

29 comments:

  1. Hiç durmadan hareket eden dünyada, elinde tuttuğun zaman, karşındakine "dur kımıldama" emri verebileceğin iki nesne var: Biri fotoğraf makinesi, diğeri de silah. İkisinin buluşması ise çok fazla soğuk ve kaygı verici oluyor.

    ReplyDelete
  2. Evet, geçiş sert oldu, çocukluğumuza dönmüşken birden eli silahlı adamları ‘küt’ diye karşımıza çıkarıp; hayatın gerçeğini(nasıl bir gerçeklikse bu) ‘çat’ diye karşımıza çıkaran ‘İstanbul Hatırası Fotoğraf Merkezi’ne ne diyeyim bilemedim.
    Gerçi şu yönü de var; ‘Edi ile Büdü’de gördüğüm ‘görünenin ardındaki görünmeyen’ idi. Burada da (kendimce bir uydurma tabi) beyaz güvercinli adam’a dair benzer bir şey sergileniyor olabilir mi?

    Şimdi geçiyorum fotoğrafı yorumlamaya, kendimce ve seslenesim geliyor: Çatık kaşlarıyla silahlı adamlar; tiksinmiş gibi ifadesi olan ‘beyaz güvercin’ temsilli adam(!) sorarım size; ‘Nedir bu kadar korktuğunuz?’ Hiçbir şekilde ele yakışmayan, fazlalık, emanet gibi duran o silahlar koruyacak mı bulunduğunuz o dar köşelerde sizi.’ Bir baksanıza dışarıdaki insanlar nasılda rahat ve geniş alanlarda yürüyorlar, ya siz?’

    Sayın yetkililer, kitap yazsak güzel olurdu değil mi? Daha yazayım mı? :))

    ReplyDelete
  3. Gözlerimi dört açarım, vazifemi yaparım!

    ReplyDelete
  4. Beyaz güvercinli adam, birazdan yanındakileri kollarıyla iki yana savuşturarak sağ elinde tuttuğu beyaz güvercini yukarıya kaldıracak. Silahlı figüran tipli adamlar ve beyaz güvercin aynı karede bulunmuş olacak. Belki beyaz güvercini gören yüzlerdeki sert ifade yok olacak. Silahlar inecek. Yüzler gülecek. Beyaz güvercin görevini tamamlamış olmanın huzuruyla mesaisine son verip özgürlüğüne uçacak. Şu insanoğlunun beyaz güvercin olmasa hali ne olacak?

    ReplyDelete
  5. Galata’da genç bir kadın nar çiçeği bir ipin ucundan sarkıtılan içi taze ekmek kokusuyla dolu bir sepeti, mutfağında fokurdayan çaydanlığa doğru çekiyor ve anlamıyordu. Hayat bu kadar basitti. Çay ve taze ekmek kokusu kadar. Ama kimi insanlar çatık kaşlara, silahlara hala ihtiyaç duyuyordu. Tuhaf şeydi doğrusu.Pencereden tüm şehire haykırmak istedi. Gücünü topladığı an vazgeçti. Anlatamazdı. Anlamazlardı.

    ReplyDelete
  6. "İş bitirici" ifadelerini takınmak için ellerindeki silahları ustalıkla tutmaya çalışan fakat buna rağmen, yüzlerindeki korkuyu ve endişeyi gizleyemeyen, her an bir sürpriz olabilmesi ihtimalinin bile, tüm vücudları elektrikli tel ile sarmalanmış gibi gerilime neden olduğu sert adamların! yanında, en az onlar kadar pürtelaş bir lider...

    ReplyDelete
  7. Burada görnünen 3 silah, fotoğrafta göremediğimiz kim bilir kaç silah var? Kim bilir, o sayısı bilinmeyen silahların her biri kaç kere patladı? Kurşunlar kaç kere kaç yere isabet etti?...

    ReplyDelete
  8. İki dakikada tersine çeviririm dünyayı..

    ReplyDelete
  9. Barış ve Özgürlük... Beyaz Güvercin. Güvercin'i korumak için beyazından feragat edince ne beyaz kalıyor ne güvercin. barış ve demokrasi sağlamak için savaşmak, özgürlük için tutsak olmak...

    ReplyDelete
  10. 'iyiki orada değilim' dedim rahatlayarak ama sonra utandım huzurumdan... bu çirkin bakışların hedefindeki insanların başına gelebilecekleri biliyor olmak,orda olmadığına sevinmek, fotoğrafa bakanı da çirkinleştiriyor...

    ReplyDelete
  11. Okullarda bize hiç kirli mazimizi öğretmediler.. Bilirsiniz şu ülke ile savaşıldı şuralar kazanıldı veya kaybedildi gibisinden tarihe dair okuma parçalarıydı her biri, gerçek bilgelikten uzak. Belki çocuklar kendi geçmişlerinden tiksinmesin devlete hala bağlı yetişsin diyedir bu yalanla dolu kitaplar, belki gün gelir de yalancılara karşı savaş vereceğimizden sebeptir. Boşuna korkmuşlar... Birini susturmak için hep kullanmadılar mı bu oyuncakları bazense dar ağacını...

    ReplyDelete
  12. Silahlı adamlar olmasın diyen adamı koruyan silahlı adamlar..

    ReplyDelete
  13. 1. çocuk:Ben sağdayım
    2. çocuk:Tamam ben de sol
    Büyük Birader :Önüm , arkam ,sağım ,solum , saklanmayan ebedir, sobedir...

    ReplyDelete
  14. İnsanlık için kendi biçimlendirdiği ve yönettiği dünya hala bir tehdit unsuru ve ondan korunma ihtiyacı duyuyor.

    ReplyDelete
  15. öfke.pişmanlık.araf.endişe.kararsızlık.kaçış noktası.

    ReplyDelete
  16. endişeleniyor olabiliriz ama yolumuzdan vazgeçmiyeceğiz!

    ReplyDelete
  17. Fotoğrafın siyah beyazlığı çok eskidenmiş dedirtmeye zorluyor insanı. Hayır, genellemelerden nefret etsem de herkesi sokuyorum bu fotoğrafın içine. Kadrajda olmamızı gerektirmez çünkü bu. Bana, sana ya da ona doğrultulmuş silahlar var, belki de hepimize. Hepimizin elinde birer silah var. Vurulunca anlarız. Elimiz kana bulandığında da.

    ReplyDelete
  18. Beyaz Güvercin'in kanadına binmiş Kara Oğlan... Yalaz'ın yalansız karakteri gibi dürüst, namuslu, yürekliydi... Yüzündeki ifadeye bakın, "ne duruyorsun bre adam halkımla aramda"... Ya o adamlar... Onların yüzündeki ifadeye de bir bakın derim... Güvendikleri silahları değil başka bir inanç başka bir umut bu... Yobaz'ın milyon dolarlık araçlarının etrafındaki korumalar gibi satılık ruhlar değil onlar... Bir davanın sadık savaşçıları...

    ReplyDelete
  19. bir elin soğuk metalde diğer elin yüreğinde olamazdı ya; bak sen de tutmuşsun dünyanın ucundan...ben senin ellerini böyle hayal etmemiştim oysa...başın dik görüyorum, inanmışsın anlıyorum...
    burdan bakınca ellerin sokakta yürüyen insancıklar kadar görünüyor değil mi; ama aldanma...orda can var onların içinde canan...canına yandığım dünya desem, o da değil...dünyan bu kadar soğuk, cananın bu kadar ucundayken başkasının ellerinin....
    'çok eskiden rastlaşacaktık'değil mi...

    ReplyDelete
  20. Ara Güler ile sağdaki abi'nin düellosu gibi ...

    ReplyDelete
  21. herkesin bir telaş aynı yere baktığı ama namlunun ucunun farklı taraflarda olduğu bir dünya,, her an herkes gidebilir ve kurşun hiç beklemediğin yerden gelebilir.. bazılarının namlunun ucunda yaşadığı bir hayatı vardır ve onlarında elinde hedefe doğrulttuğu bir namlusu vardır ...

    ReplyDelete
  22. Görüyorsun ki deli gibi korkuyorum.
    Ama asla değil Ölümden..
    Sizden,
    Yani beni Ben yapan..
    Ve biliyorum ki beni benden geri alacak olan,
    Sizden Korkuyorum !

    ReplyDelete
  23. düşünsene, kürsünün altındaki kalabalık hep birlikte 'ben oynamıyorum!' deyip de arkasını dönüp gitse! namlunun ucu nereye bakardı?

    ReplyDelete
  24. Edi ile Budu, Guvercin olsa, degisir miydi sahne ardinaki cirkin dunya ?

    ReplyDelete
  25. Kendi halkından korktuğu için bo silahlı korumalar, tam doanımı büyük arabalara ihticı olan liderler....Neyse ki hala bazı yerlerde halkının arasına gönül rahatlığı ile karışabilen liderler var...

    ReplyDelete
  26. Kürsüye çıkmak büyüklük ister. Oysa beyaz güvercin küçüldükçe küçülüp minik bir yumurtaya dönüşmüş. Onca şahinin arasında o yumurtanın içinden güvercin çıkmasını nasıl beklersin ?

    ReplyDelete
  27. Beyaz güvercinli adamdan şahin bakışı...

    ReplyDelete